Ceza hukuku, suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Ceza genel ve özel hukuku olarak ikiye ayrılır
Ceza genel hukukunun konusu suç kavramının maddi ve manevi unsurlarıyla tanımı, ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, ceza kavramının tanımı, suçu ortadan kaldıran nedenler, cezayı azaltan ve ortadan kaldıran nedenler gibi bütün suçlar için geçerli olan ilke ve teorilerdir.
Ceza özel hukukunun konusu ise ülkenin kanunlarına göre suç sayılan eylemlerin neler olduğu, bunların kapsam ve sınırları, birbirlerinden ayrılan yönleri ile bu suçlara öngörülen cezalardır.
Suç kelimesi, günlük hayatta kapsamı çok genişletilerek kullanılmaktadır. Suç dediğimiz eylem öncelikle hukuka aykırı bir fiili ifade eder. Ancak, hukuka aykırı her fiil suç olarak değerlendirilmez. Özel hukuktaki “haksız fiil” kavramı toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığından, bu neviden her türlü fiili suç olarak adlandırma eğilimi hakimdir. Oysaki suç dediğimiz, öyle bir haksız fiildir ki, bunun neticesinde ortaya çıkan durum sadece mağduru değil, tüm toplumu ilgilendirir ve tüm toplumda göz ardı edilemez bir rahatsızlık, korku, endişe duyusu yaratır. Bu nedenledir ki, Ceza Hukuku bir Kamu Hukuku dalıdır. Suç ve Cezaların Kanuniliği İlkesi gereği, bir fiilin suç olabilmesi için başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere kanunlarda suç olarak tanımlanmış olması gerekir. Birinin suçlu olduğunu ifade edebilmek için, failin kanunda düzenlenen suçu tüm unsurlarıyla işlemiş olması gerekir. Kanundaki “tipiklik” ile eşleşmeyen durumlarda kişinin suç işlediğinden bahsedilemez. Ayrıca, bir kişi her ne kadar suç şüphesi ile yargılanıyor olsa da bu durum mahkemece kesinleştirilmediği sürece kendisine suçlu gözüyle bakılamaz. Bu durum, hukukumuzda “Şüpheden sanık yararlanır.” olarak ifade bulmaktadır.
Suçun unsurları; Kanunilik Unsuru(tipiklik),Maddi Unsur(hareket,netice ve bunlar arasındaki nedensellik bağı),Hukuka Aykırılık Unsuru ( hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hallerin mevcut olup olmadığnın incelenmesi bakımından önem arz eder.), Manevi Unsur (isnat yeteneği ve kusur)’dur.
Bunların yanı sıra, kanunda söz konusu suçun oluşumu veya suç oluşmuş olsa dahi cezalandırılabilmesi için ek şartlar öngörülmüş olabilir. Suçun özel görünüş biçimleri başlığı altında incelenen hususlar da söz konusu olabilir.
Suç işlediği iddia edilen herkesin kendini savunma hakkı vardır. Bu Adil Yargılanma hakkının bir uzantısı olarak karşımıza çıkmakta ve temel bir İnsan Hakkı niteliğini taşımaktadır. Bu nedenle, bir müdafi aracılığıyla yargılama sürecinin yürütülmesi sağlıklı olacaktır.
Soru ve talepleriniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz.