24 Eylül 2024 Genel

Evlilik Sözleşmesinin Kapsamı, Önemi ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Evlilik Sözleşmesinin Kapsamı, Önemi ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi Evlilik sözleşmesi, çiftlerin evlilik sürecinde veya boşanma durumunda karşılaşabilecekleri mal varlığı, borçlar ve diğer mali haklarla ilgili olası sorunları önceden düzenlemek amacıyla yapılan hukuki bir anlaşmadır. Bu sözleşme, özellikle boşanma sonrası ortaya çıkabilecek mal paylaşımı ve diğer mali yükümlülükler gibi konularda taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıkların önüne geçmeyi amaçlar. Evlilik sözleşmesi, Türk Medeni Kanunu kapsamında düzenlenmiştir ve çiftlerin mal rejimi ile ilgili tercihlerine göre şekillendirilebilir. Ayrıca, bu sözleşmenin içeriği ve uygulanması hususunda Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar da önemli bir rehber niteliğindedir. 1. Evlilik Sözleşmesinin Hukuki Dayanağı Türk Medeni Kanunu’nun 202. ve devamı maddelerinde düzenlenen evlilik sözleşmesi, çiftlere, mal rejimi seçiminde özgürlük tanımaktadır. Yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” dışında, taraflar aralarında yapacakları bir sözleşme ile “mal ayrılığı”, “paylaşmalı mal ayrılığı” veya “mal ortaklığı” rejimlerinden birini seçebilirler. Bu özgürlük, çiftlerin kendi mali durumlarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, en uygun mal rejimini seçmelerine olanak tanır. 2. Evlilik Sözleşmesinin Kapsamı Evlilik sözleşmesinin kapsamı oldukça geniştir ve tarafların ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir. Bu sözleşme, aşağıdaki başlıklar altında düzenlenebilir:
  • Mal Rejimi Seçimi: Çiftler, mal rejimi olarak yasal rejim yerine farklı bir mal rejimi seçebilirler. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/16579 E., 2015/1605 K. sayılı kararında da belirtildiği gibi, tarafların evlilik sözleşmesi ile mal ayrılığı rejimini seçmiş olmaları durumunda, boşanma halinde mal paylaşımı mal ayrılığı rejimine göre yapılır. Bu tür bir sözleşme, evlilik boyunca edinilen malların kime ait olacağını, nasıl paylaşılacağını belirler.
  • Borçların Düzenlenmesi: Evlilik süresince veya boşanma durumunda borçların nasıl paylaşılacağı, kimin hangi borçlardan sorumlu olacağı, evlilik sözleşmesi ile netleştirilebilir. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2017/5692 E., 2019/9398 K. sayılı kararında, tarafların evlilik süresince edinilmiş borçların paylaşımı konusunda sözleşmeye dayanarak hareket edebileceği belirtilmiştir.
  • Nafaka ve Tazminat Hükümleri: Boşanma halinde maddi ve manevi tazminatın nasıl belirleneceği ve nafaka miktarının ne olacağı da evlilik sözleşmesi ile kararlaştırılabilir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/10368 E., 2017/9579 K. sayılı kararında, nafaka konusunda taraflar arasında yapılmış olan evlilik sözleşmesine itibar edilmiştir.
  • Evlilik Sırasında Edinilen Malların Yönetimi: Taraflar, evlilik sırasında edinilen taşınır ve taşınmaz malların mülkiyeti ve yönetimi konusunda evlilik sözleşmesi ile düzenlemeler yapabilirler. Bu kapsamda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/12836 E., 2018/6234 K. sayılı kararında, taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçerliliği ve malların paylaşımı hususundaki düzenlemeler ele alınmıştır.
3. Evlilik Sözleşmesinin Geçerliliği Evlilik sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bu sözleşmenin noter huzurunda yapılması gerekmektedir. Noter huzurunda yapılan sözleşme, resmi bir belge olarak kabul edilir ve hukuki geçerliliği vardır. Ayrıca, evlilik öncesinde yapılmış olan sözleşmeler, evlilik gerçekleştiğinde yürürlüğe girer. Yargıtay, evlilik sözleşmelerinin geçerliliği konusunda oldukça titiz bir tutum sergilemektedir. Örneğin, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2015/14585 E., 2016/15596 K. sayılı kararında, noter onayı olmadan yapılan bir evlilik sözleşmesinin hukuken geçerli olmayacağı vurgulanmıştır. 4. Evlilik Sözleşmesinin Faydaları ve DezavantajlarıFaydaları:
  • Önceden Belirlenmiş Kurallar: Evlilik süresince veya boşanma durumunda mal varlığı ve borçlarla ilgili olası anlaşmazlıkları önceden belirlenen kurallar çerçevesinde çözmeyi sağlar.
  • Hukuki Güvence: Evlilik sözleşmesi, taraflara mali konularda hukuki güvence sunar ve olası bir boşanma durumunda uzun süren hukuki süreçlerden kaçınılmasını sağlar.
Dezavantajları:
  • Romantik İlişkiye Olumsuz Etki: Bazı kişiler evlilik sözleşmesinin, romantik bir ilişkinin maliyete indirgenmesi gibi algılanabileceği eleştirisini dile getirebilirler. Bu durum, çiftler arasında güven eksikliğine yol açabilir.
  • Geleceği Tahmin Etme Güçlüğü: Evlilik sırasında veya öncesinde yapılan sözleşmelerde, taraflar ileride doğabilecek ihtiyaçlarını veya değişen şartları tam olarak öngöremeyebilirler. Bu durum, sözleşmenin zamanla işlevselliğini yitirmesine neden olabilir.
5. Yargıtay Kararları ile Evlilik Sözleşmesinin Değerlendirilmesi Evlilik sözleşmesiyle ilgili Yargıtay’ın verdiği kararlar, bu sözleşmenin nasıl uygulanacağına dair önemli içtihatlar sunmaktadır. Yargıtay, evlilik sözleşmesinin tarafların özgür iradeleri ile yapılmış olması gerektiğini, bu sözleşmelerin zorlamayla veya yanılgı ile yapılmış olması durumunda geçersiz sayılacağını vurgulamaktadır. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2014/15579 E., 2015/14986 K. sayılı kararında, tarafların evlilik sözleşmesini yaparken özgür iradeleriyle hareket edip etmediklerinin araştırılması gerektiği belirtilmiştir.6. SonuçEvlilik sözleşmesi, çiftlerin evlilik süresince ve sonrasında mali durumlarını düzenlemelerine olanak tanıyan önemli bir hukuki araçtır. Yargıtay kararları, bu sözleşmenin hukuki geçerliliği ve uygulanması konusunda önemli rehberler sunmakta ve çiftlerin haklarının korunmasına yardımcı olmaktadır. Evlilik sözleşmesi yaparken tarafların, kendi mali durumlarını, ihtiyaçlarını ve olası gelecekteki değişiklikleri göz önünde bulundurmaları büyük önem taşır. Bu nedenle, evlilik sözleşmesi yaparken bir hukuk danışmanından yardım almak ve sözleşmenin adil ve tarafların iradesine uygun şekilde düzenlenmesini sağlamak önemlidir.